Arthurun

Tekkesi

Annenden, babandan veya arkadaşlarından çok farklı şeyler konuşuyoruz mübarek.
Katılmak ister misin?

1968; Dünyayı Sarsan Yıl

Yıllardır söylenir, 68 Kuşağı, 68 Olayları, özgür günler, isyan günleri… Kimdir 68 Kuşağı’na dahil olanlar, olaylarda yer alanlar kimler, Türkiye’deki durum ile yurtdışındaki durum arasındaki farklar nelerdir? Bilhassa geçtiğimiz sene 46. yılı dolayısıyla pek çok kitap yayınlanmıştı. Türk 68’liler gerek gazetelerde, gerek çeşitli televizyon programlarında veya hazırlanan kitaplarda dönemi, amaçlarını ve şimdiki durumlarını anlatmışlardı. Şüphesiz 1968 tüm dünyada eş zamanlı olarak bir hareketlenmenin yaşandığı bir yıldı. Güney Amerika’dan Uzakdoğu’ya, Kuzey Amerika’dan Avrupa’ya, Doğuş Avrupa’dan Türkiye’ye dünyayı kuşatan bir fırtınaydı 68. Konuyla ilgili en muteber kitaplardan birinin yazarı Mark Kurlansky. Pek çok araştırma kitabına imza atan Kurlansky sözkonusu tarihi “Dünyayı Sarsan Yıl” olarak adlandırırken, başta Amerika ve Avrupa olmak üzere, tüm dünyada 68 olaylarını ele aldığı 1968 ‘dünyayı sarsan yıl’ kitabıyla ilgili olarak Mark Kurlansky bir yazısını göz önüne aldım
"Dünyayı sarsan yıl olarak adlandırdığınız ve gerçekten de tüm dünyada büyük etki yaratan 1968’i 46 yıl sonra değerlendirdiğinizde nasıl
tanımlarsınız? Sizce neydi 68’i böyle sarsıcı yapan?
1968’de tüm dünyada birbirinin benzeri sosyal hareketler spontane bir şekilde ortaya çıktı. Bu küreselleşmeden çok önceydi. O zaman ülkeler birbirinden hayli farklıydı ama yine de birbirine benzer hareketler üretiyorlardı. İşte bu küreselleşmenin başlangıcı oldu."  
Mesela çoğu lideri Berkley mezunu olan Meksika’da hareketler, bariz bir şekilde Amerikan etkisi altında olmalarına rağmen tamamen Fransız Devrimi’ne odaklanmışır. Fransız devrimi çok kısa süren hareketlerden biridir. Amerika, Almanya, İtalya, Çekoslovakya, Polonya’da gerçekleşenlere baktığınız zaman kesinlikle minör olarak  nitelendirebiliriz. Aslında ben Meksika hareketinin Fransa’dakinden çok daha önemli olduğunu düşünüyorum. Peki neden tüm ilgi Paris’te geçen bir aya odaklanmış? Bunun iki sebebi olduğunu düşünüyorum. Birinci neden senin de söylediğin gibi benim çok da başarılı bir devrim olarak görmediğim Fransız Devrimi – ki John Adams’da Fransız Devrimi’ni bir devrimin görmek istemeyeceğiniz hallere düşmesinin bir örneği olarak gösterir-. Ama 19. yüzyılda devrimin dünya üzerinde o kadar büyük bir etkisi vardı ki tüm dünya Fransa’nın önemi üzerine düşünmeye başladı. Ama bir de şu açıdan bakalım, mesela Amerika Irak’ı işgal ettiğinde ve aralarında Fransa’nın da bulunduğu pek çok ülke buna karşı çıktığında Amerikalılar Fransa’nın bu işgale olumsuz bakmasına odaklandılar ya da önemsediler mi? Bence bu aslında gazetecilerin Fransa üzerine yazmayı sevmesinden kaynaklanıyor.
Geride kalan yüzyıllardan sonra özellikle 19. yüzyıl ve 20. yüzyılın ilk yarısı son derece hareketlidir tarihte. 1968 de bunun en son örneği olarak anılabilir. 1968 belki de modernizmin son büyük hareketiydi diyebilir misiniz?
Bana göre tarih akıyor bu yüzden de herhangi bir başlangıç ya da sondan bahsetmek mümkün değil ya da şöyle de söylenebilir her şey aynı zamanda bir başlangıç ve de sondur. Eğer 68’e modernizmin son olayı dersek post modernizmin de ilk olayı da olmuş olur. Ama evet 68 bugün yaşadığımız dünyanın pek çok açıdan temellerini atmıştır ve bu 1944-45 arası kurulan dünya düzeninin bir reddidir
1848 devrimci hareketleri ve II. Dünya Savaşı’ndan sonra tüm dünyaya damga vuran bir yıl olarak 1968, bunların içinde en sivil olanıydı belki de. Birbirleriyle herhangi bir bağlantısı olmayan farklı ülkelerdeki insanların, her türlü otoriteye karşı aynı tepkiyi göstermesini neye bağlıyorsunuz?
Dikkat çekici bir uyumla, 1968 hareketlerinin temelleri anne babalarının yalan söylediğini hisseden gençler tarafından atıldı. Amerikalı gençler hükümetin Vietnam konusunda yalan söylediğini, tüm bunların soğuk savaşın bir parçası olduğunu gördü ve bu soğuk savaşın koca bir yalan olduğunu düşünmeye başladı. Komünist ülkelerde genç komünistler komünizmin toplumu daha iyi koşullara götürecek süreğen devrimci bir süreç olduğunu söyleyen Marksist düşünceye inanıyordu. Ama komünist hükümetlerin değişiklik ve reform çağrılarına kulak asmadığını fark ettiler. Ve sonra Meksikalılar Meksika Devriminin bir yalan olduğunu, Almanlar ve Fransızlar da anne ve babalarının ikinci dünya savaşıyla ilgili tamamen yalan söylediğini keşfetti. Fransa’da bu yalan bizzat zamanında iktidarda olan yaşlı bir adam olan Charles De Gaulle tarafından yaratılmıştı.
1968’in bazı sembol isimleri var. Che Guevara – Fidel Castro, Dubcek, Martin Luther King-Stokely Carmichael ve diğerleri. Devrim isteyen, yapabilenler haricinde yapamayanlar da birtakım reformların olmasını sağladılar. Peki merkezin dışında kalanlar örneğin Türkiye’deki 68 hareketi konusunda neler biliyorsunuz?
Başlangıçtan beri pek çok ülkede kullanabileceğimden çok daha fazla hareket olduğunu biliyordum. Her kitabta ilk dikkat ettiğim konu bir hikaye anlatmak ve bu hikayeyi ileriye taşıyacak unsurları seçmektir. İtiraf edeyim Türkiye’de 68’de neler olduğuyla ilgili çok az şey biliyorum (bu da benim dil yeteneğimin sınırlı olmasıyla ilgili)
68’den sonra büyük bir sivil ve siyasi bir hareketlilik yaşanmadığı gibi, ardından gelen yıllarda, çeşitli ülkelerde askeri darbeler veya devletin sert müdahaleleri yaşandı. Aradan geçen zamanda apolitik nesiller yetişti. Sizce 68’in efsane gibi algılanması bu apolitikleşmeden dolayı mı ve 68’in kazananı aslında devlet otoritesi mi oldu?
Ben apolitik bir kuşak olduğuna inanmıyorum. Bana göre hala aynı bir dönem bizim yaptığımız gibi neler olup bittiğiyle ilgilenen genç bir kuşak var. 1968 gerçekleşti çünkü sokaklardaki protestoları doğal ve etkili kılacak birkaç önemli faktör vardı. Şu anda çok farklı bir dünyada yaşıyoruz ve genç insanlar böyle bir dünyada nasıl davranılması gerektiğini çözmeye çalışıyorlar. Burada anahtar internet. Herşey 1968’den çok farklı görünüyor. Ben ayrıca devlet otoritesinin kazanan olduğunu düşünmüyorum. 1968 birçok konuda öncülük etmiş oldu: Sovyetlerin barışcıl bölünmesi, Brezilya ve Meksika’daki demokrasi; çevrecilik, kadın hakları,gibi önemli sosyal reformlar.
Baktığımız zaman, 1968’de ABD Vietnam’daydı ve dünya kaynayan bir kazan gibiydi. Ekonomik ve siyasi olarak. Bugün ABD yıllardır Irak’ta ve bugün ekonomik ve siyasi olaylar yine oldukça hareketli. 68’in tersine insanların birbiriyle iletişim kurması çok daha kolay. Yeni bir 68 hareketi yaşanabilir mi sizce?
Artık pek çok şey farklı. Şu anda dünya ekonomik bir kriz yaşıyor 68’de ise ekonomik patlama vardı. Benim kuşağım muhalefete bir takım tarihsel rastlantılar ve çakışmalarla başladı-nazi almanyasının ve kurallara uymanın suçlarını gördü, nükleer silahların tehtidi altında büyüyen ilk jenerasyon ve ilk televizyon kuşağı oldu. Bunun gibi örnekler çoğaltılabilir. Ama aynı zamanda televizyon bize şu anda olmayan olağanüstü yeni olanaklar da sundu. Onun karşılığı bugün internet olabilir. Eğer bugün yeni bir 68 hareketi olacaksa muhtemelen geçmiştekinden hayli farklı olacaktır. Ama aynı zamanda küresel hareketler bugün artık bir norm gibi bu yüzden de geçmişteki heyecanı taşımıyorlar

Paylaş:

Yorum Yap

    Blogger Yorumu
    Facebook Yorumu

0 Yazı nasıl mübarek.?:

Yorum Gönder